Dost Siteler

Faydalı Linkler

     
Kalbini engelleme, engelleri kaldır!

NiğdeLive-Niğde Hakkında-Niğde Haberleri

d

Dündar Taşer
Büyük Türk milliyetçisi, dava adamı ve gönül eri Dündar TAŞER, 1925 yılında Gaziantep'te doğdu. Köklü ve gelenekli bir aileye mensuptur. Aile ve aile çevresinde köklü ve derin bir Türk terbiyesi almıştır. Çocukluk ve okul yıllarını burada geçiren Taşer, ailesinin desteği ve kendi isteği ile kara harbokuluna girmiş, bu okulun tank sınıfından teğmen olarak mezun olup ordu saflarına katılmıştır. Bilahare kurmay subay imtihanını başarı ile vererek kurmay olmuştur. Ordu saflarında başarı ile hizmet vererek kurmay tank binbaşılığına kadar yükselmiştir. 1960 yılı 27 Mayısta yapılan ihtilale katılmış ve 38 kişilik milli birlik komitesinde yer almıştır. Daha sonra İsviçre'nin Zürih şehrinde bulunan T.C. büyükelçiliğinde askeri ateşelik yaptı. Yurda döndükten sonra da emekliye ayrıldı. Artık onun için siyasi hayat yeni başlıyordu. Alparslan Türkeş ve birkaç arkadaşıyla CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) ne girdi. 1969'da bu partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirildi. Ölümü olan 13 Haziran 1972'ye kadar MHP'de milli devlet, güçlü iktidar için mücadele etti. Talihsiz bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrıldı, hakka yürüdü. O'nu rahmet ve şükranla anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Hayatı Türk milliyetçiliği yolunda mücadelelerle geçen Dündar Taşer, milli meselelerde daima vecd halinde, sanki ibadet halindeymiş gibi meselelerin üzerine eğilirdi. Geniş ve derin kültürü, keskin ve çarpıcı zekası, sarsılmaz imanı ve karakteri ile Türk milliyetçiliğinin mümtaz simasıydı. Dündar Taşer Türk tarihine vakıf, geniş bir kültüre sahipti. Gençlerin yetişmelerine büyük önem verir, bundan dolayı da gençlerle sık sık bir araya gelirdi, Israrlı ve sabırlı bir tarih okuyucusu idi. Tarihe bakışı geçmişi öğrenmeden daha öte bir mana taşır, tarihi bir laboratuvar olarak değerlendirerek olayları yorumlar, günümüz ve gelecek için dersler çıkarırdı. Derin ve şuurlu kültürü içinde sağlam bir muhakeme tarzına, akıcı ve heyecanlı bir uslûba, keskin ve ilk hamlede meselelerin özüne giriveren tahlilci bir özelliğe sahipti. Hangi konuda konuşup yazdıysa verdiği hükümler doğru çıkmıştı. Teşhis, tesbit ve yorumları olaylarca doğrulanmıştır. Olayları ve meseleleri Türk milliyetçiliği açısından değerlendirmiş, bakışı da bu tarzda olmuştur. Kutsal bir dava ve onun mücadelesinin yolcusuydu. Ülkenin meselelerine ışık tutmaya devam etmek ve ölümünden sonra da yaşamak, rahmetli Dündar Taşer'in büyüklüğünü gösteriyor. Her geçen gün biraz daha vatan sathını örten bayraklaşmada rahmetli Dündar Taşer'in payı giderek artıyor. DÜNDAR TAŞER'DEN SEÇMELER: Örf'le kanun ayrı menbalardan (kaynaklardan) gelirse yani kanun başka bir cemiyetin örfünden doğmuşsa cemiyette kanun dışına çıkma yaygın hale gelir ve düzen bozulur. Çok zamanlarda örf kanunun amir hükmünü yener ve onu uygulanmaz kılar. Milliyetçilik ile hürriyetçilik eş manalıdır. Mülkiyetle hürriyet arasında reddedilmez bir bağ vardır. Din, millet, vatan gibi mevhumlar yaşamaya devam edecektir. SAĞ'ın eskiliği gerçekliğinde ve güçlülüğündedir. Kökünün bin yıllara dayanması, dalının bin yıllar ötesine uzanacağının delilidir. Tarih boyunca Türk devleti Rusya'nın tehdidine uğramıştır. Rusya batı ile ittifak kurabildiği zaman da, Türkiye batı ile birleştiği zaman da Rusya'ya karşı toprak bütünlüğünü muhafaza etmiştir. Biz, bir cihan devletinin kalıntısı üzerinde, cihan hakimlerinin evlatları olarak oturuyoruz. Sokaktan mektebe, kahveden fabrikaya koşmalıyız. Sanayimizi kurmalı, büyük milletin imkanlarını büyük geleceği kurmak için seferber etmeliyiz. Cesaret, hadiselerin arasından sıyrılmaktır. Himaye kabul edenin, hamisine karşı fazla dik olamıyacağı bir bedahattir. MİLLİYETÇİ HAREKETİN TEMEL VASFI: TÜRK'E ZARAR VERMEYENE MÜSAMAHA, TÜRK'E FAYDA VERENİ HİMAYEDİR. Benim neslimden olanlar, imparatorluğumuzu haritadan yani kağıt üzerinde gördüler. Devletimiz, bize göre bir çoğrafya parçasından ibaretti. Çocukluk çağında, yaşadığı kasaba sınırları içerisinde kalmış bir insan tabiki dünyanın yarısını kavrayamazdı.