Dost Siteler

Faydalı Linkler

     
Kalbini engelleme, engelleri kaldır!

NiğdeLive-Niğde Hakkında-Niğde Haberleri

selcuklutarihi

             ALAEDDİN KEYKUBATIN'IN RÜYASI
 http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:v4UDmri8XqNbAM:http://www.dzkk.tsk.mil.tr/IMAGES/TarihiMiras/geneltarihce/image008.jpg     Alaeddin Keykubat(1220-1237) bir gün alim Eflaki'yi huzuruna çağırır ve:
          _"Hocam,der,dün gece rüyamda başımı altın,sinemi ğümüş ve belden aşağısını da bakır olarak
gördüm.Acaba bu neye delalettir?" Eflaki biraz düşündükten sonra şöyle cevap verir:
           _"Sizin saltanatınız sırasında memleket huzurlu olacak ve altın gibi bir devir yaşanaçaktır.
Senden sonra memleketin idaresi gümüş derecesine düşecektir.Hele devletin,saltanatının üçüncü kuşağında
ise,halk bir birine düşecektir.Dördüncü kuşakta daha da bozulacak ve beşinci kuşakda ise Selçuklu
 hanedanı harap olacak,küçük admlar büyük mevkilere yükselecektir".
              SİZİN TANRINIZI ASTILAR
      İlhanlı Hükümdarı Hülagü Han,1258 de Bağdat'a girerek etrafı kana boyamıştı.Bu arada Bağdat halifesi
öldürülmüştü.Bu haber Konya'da duyulduğu zaman,Hırıstiyan dayılarından Kir Haye ile Kir Kedid Bediüddin'e
giderek:
       _"Kadı efendi,dediler,işittin mi,halifenizi öldürmüşler? Kadı efendi biraz düşündükten sonra
şöyle cevap verdi:
      _"Sizin inancınıza göre sizin Tanrınız olan İsa'yı astılar,bizim halifeyi öldürmüşler çok mudur?"
                TUĞRUL BEY'İN SON SÖZLERİ
http://www.newkon.net/wp-content/malazgirt1.JPG    Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey,1063'de 70 yaşında Rey şehrinde öldü.Ölümünden önce söylediği sözler
ilgi çekicidir:
       _"Benim durumum bir koyuna benziyor.Yününü kırpmak için ayakları bağlandığı zaman boynunun
kesileceğini zanneder ve ızdırap çeker.Serbest bırakılınca da sevinir.Sonra kesilmek için bağlanır,fakat
o yünü kırpılmak için bağlandığını zannederek sakinleşir.Ancak bir müddet sonra boynu kesilir.İşte benim
yakalandığım bu hastalık,boynu kesilmek üzere bağlanan koyunun durumuna benzemektedir".
           
  DİZ KAPAKLARINA KADAR KAN İÇİNDE
 http://www.uzmanportal.com/wp-content/dosyalarim/2009/01/hacli_savaslari_uzmanportal_com.jpg  1069 YILINDA 1.Haçlılar Küdüs'e girerek,40.000 Müslümanı kılçtan geçirdiler.G.Buyyon Papa 2.Urban'a
yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:
     _"Kudüs'te bulunan bütün Müslümanları katlettik.Malumunuz olsun ki,Süleyman mabedinde atlarımızın
diz kapaklarına kadar Müslüman kanına batmış olarak yürüyoruz".Rene G.Rousset adındaki tarihçi yukardaki olayı doğruladıktan
sonra,şunları da ilave ediyor:
      _"Haçlılar Küdüs'te o kadar Müslüman katlettiler ki,atların ayakları kan deryasına battıkça insan
etleri duvarlara sıçrıyordu".
            MEVLANA VE ŞEMŞİ TEBRİZİ
 http://www.kitapokuyoruz.com/YaziResimleri/1964.gif    Anadolu Selçuklu Sultanlığı devrinde Konya'da büyük bir alim olan Hz.Mevlana yaşıyordu.Mevlana'nın
sendiği kişilerin başında kendisi gibi büyük alim olan Şemsi Terbizi geliyordu.Ancak iki alimin birbirlerine
olan bağlılığı dedikodulara sebebiyet vardiğinde,Şemsi bir gün ortadan kaybolur.Rivayete göre Şemsi bir
gün Mevlana'ya:
     _"Ya Mevlana,eğer beni bir gün kaybedersen Tebriz'e gel,seni yalancılar kahvesinde bekliyorum"
demişti.Mevlana Tebrize gelir.Yalancılar kahvesini bulamaz.Ancak şehri terk etmeden önce,bir de şu şehrin kabristanına uğrayım der.
Şemsi Terbizi mezarlar arasında oturmuş kendisini beklemektedir.İki aşık birbirlerine sarılurken,Şemsi
Mevlana'ya:
     _"Ya Mevlana,sen nasıl oldu da akıl erdiremedin?İşte burası yalancılar kahvesi.Bak,şu şahın
mezarıdır,sağlığında dünyaya sığmazdı.Her yer,her şey benim derdi.Bak şimdi bir avuç toprak...
İşte burası yalancılar kahvesi".
                  DOĞRU SÖYLERSE CANIMI VERİRİM
http://www.nkfu.com/resimler/mevlana.jpg     Şemsi Tebriz'nin kaybolduğu günlerden biri,Mevlana'ya :
     _"Ya Mevlana ben Şemsi Tebrizi'yi gördüm" der.Mevlana hemen üzerinde ne varsa çıkarır adama verir.
Sonra derler ki:
     _"Efendim o yalan söyledi,öyle bir şey yok ortada".Mevlana güler ve etrafındakilere şöyle der:
     _"Ben onun yalanına verdim,doğru söyleseydi canımı verirdim".

   4.RÜKNEDDİN KILIÇ ARSLAN'NIN ÖLÜMÜ
   2.Gıyaseddin Keyhüsrervin ortanca oğlu olan Kılıç Arslan,Göyük Han'ın tahta çıkış merasimine katılmış ve ondan aldığı sultanlık yarlığı ile dönüşte Sivasda ağabeyi 2.İzettin Keykavusu azlederek yerine geçmişti. Taht kavgaları sırasında Uluborlu kalesine hapsedildi.Muineddin Pervanenin gayretleriyle Bayçu Noyan 4.Kılıç Arslanı hapisaneden çıkarıp selçuklu tahtına iade etti ve Moğolların desteği ile 1262'den itibaren ülkeyi yönetmeye başladı. Muineddin Pervane Bayçu Noyan,Hulagu veAbaka Han'ın güven ve dostluğunu kazanarak Selçuklu Devleti içinde büyük bir yetkiye sahip oldu.Öyle ki Hulagu,4.Kılıç Asrslana kendisiyle görüşülmesi gereken bir mesele olduğunda Muineddin Pervaneden başkasını gelmemesini söylemiştir.Muineddin Pervane bu kudretini kullanarak Sinop'un resmen kendisine verilmesini istedi.Kılıç Arslan karşı çıktıysada Moğol baskısıyla engel olamadı.Kılıç Arslanla arası açılan Pervane Tebriz'de bulunduğu bir sırada Abaka Han'a "Bu Selçuklulara güven olmaz " diyerk Kılıç Arslanın memluk sultanıyla birlikte hareket ettigi söylemişti. Abaka Han'da ''kim mogollara karsı gelirse hayatı senın elindedir'' diyerek kılıç arslanı öldürmesi için yetkilendirmişti.Muinettin pervane bu niyetini gerçekleştirmek için anadoludaki mogol kumandan ve hakimleriyle anlaştıkdan sonra tokattan aksaraya hareket etmiş ve kılıç arslanda davet bahanesiyle aksaraya gelmesini sağlamışlardı.Kukul suyu mevkiinde verilen ziyafette sarhoş halde meclise gelen moğol kumandanlar Kılıç Arslan'a Pervane'yi öldürmek için planlar yaptıgını söyleyerek hakaret etmişler bu arada Muhittin Pervaneyle de tartışan Kılıç Arslan ona ''Atabeg sen sarhoşmusun'' diyerek karşılaştıgı manzara karşısında şaşkınlıgını dile getirmiştir.Pervanede cevaben ''evet senin hareketlerin yüzünden sarhoş gibiyim seni Uluborlu kalesinden çıkarıp saltanata getiren benim fakat sen benim bütün hizmetlerimi unuttun'' diyerek cevap vermiştir. Verilen ziyafet sırasında önce içkisine zehir konmus sonrada moğol askerleri tarafıından yay kirişi ile boğolarak öldürülmüştür. (1266). İç organları Aksaray'da Kılıçarslan tepesine naaşıda Konyaya götürülerek kumbedhanede topraga verilmiştir.

                    ADIMIMI SAVAŞ MEYDANINA ATIYORUM
 http://www.ruhnama.info/ruhnama-tr/suratlar/alp-arslan2.jpg     Selçuklu Sultanı Alp Arslan 1064 yılında Kafkas seferine çıktı.Ani önlerine geldiğinde Karargahını
şehrin karşısındaki araziye kurdurdu.Ani Kalesine hucuma geçmeden önce askerlerine şöyle hitap ediyordu:
     -"Yiğitlerim!Bahadırlarım!Sizin gibi kahramanların sultanı olduğum için,övünür ve Allah'a Şükrederim.
Tahta ilk çıktığımda,memleketin ufuklarını kaplayan isyan bulutlarını kılıçlarınızın parlak şimşeği ile
kovup,vatanın birliğini sağladınız.Bugün  de İslam alemi,karşımızdaki düşmana Allahın dinini bildirmemizi
ve bu uğurda zaferimizi bekliyor.O halde vatanı koruma ve İslamiyeti yayma gibi iki kutsal hizmeti yapma
şerefi bize düşmektedir.
     Düşmanımız kalabalık,kaleleri sağlam ise de,sizin gibi savaş meydanlarında pişmiş,şehit olmaktan
korkmayan savaşçıların ilk hucumlarına dayanamayacaklarını bilirim.Çünkü onlar,vatanlarını değil hayatlarını
kurtarmaktan başka birşey düşünmeyen korkaklardır.
     Sizler ise,hayatın bir gölge gibi gelip geçtiğini,asıl şerefin Allah yolunda savaşarak can vermek
olduğunu bilen yiğitlersiniz.
     İşte Sultanınız,Allah'ın ismiyle adımını savaş meydanına atıyor...Şu kılıcı tutmakta olan elimde
güç kalmayıncaya kadar savaşacağım.
     Dinini,vatanını,milletini,Sultanını seven arkamdan gelsin!Gazamız kutlu olsun!"
                       YAS TUTUYORUM
     Selçuklu Sultanı Alp Arslan,Ani'yi aldıktan sonra Kars'a yöneldi(1064).Saldırıya geçmeden önce
Kars'ın hükümdarı Gagik'e elçi gönderdi.Gagik,Ani'yi fetheden Türklerin,güçlü olduklarını anlamıştı.Gelen
Türk Elçisini,siyah elbiseler giyerek karşıladı.Siyahlara bürünmesinin sebebini soran elçiye:"Dostum
Sultan Tuğrul Bey'in ölümünden sonra yas tutup,siyah elbiseler giyiyorum..."dedi.Sultana bağlılığını
ve vergi vererek hümdarlığının devamını istedi.Buna hayret eden elçi,durumu Alp Arslan'a bildirdi.
Sultan Alp Arslan Kars'a girip Gagik ile barış yaparak Kars'ın yönetimi ona bıraktı.
                       26 AGUSTOS 1071
      Selçuklu sultanı Alp Arslan 26 Ağustos 1071 Cuma günü yanında komutanları,Sanduk Bey,Trankoğlu,
Bekçioğlu Afşin Bey,Uvakoğlu Çavlı Bey,Porsuk Bey,Artuk Bey,Tutak,Yakuti,Gevherayin,Atsız,Arslantaş,
Ahmed Şah,Dilmaçoğlu Mehmed,Aksungur,Mengücük,Abdülmalikoğlu Muhammed,Bozan Bey olduğu halde Malzgirt
ovasındaydı.Sultan Alp Arslan ordusuyla birlite Cuma namazını kıldı.Sonra atının kuyruğunu düğümledi ve
üzerindeki beyaz elbisesiyle atının üzerine bindi.Ordusuna şöyle diyordu:
    -"Beylerim!Yiğitlerim!İslama hizmet ve zafer için yarış eden gazilerim!İşte şehitlik kefenimi giydim!
Allah için içinizde bir asker gibi savaşacağım.Eğer şehit olursam,bu beyaz elbisem kefenim olsun!Ozaman
oğlumuz Melihşah elbet başbuğdur.
   Düşmanın sayısı çok,silahları fazla!Sayımız az,fakat Allah bizimle!Bütün müslümanların zafer için dua
ettiği bu sırada,düşman üzerine saldırmak istiyorum.Ya zafer kazanırız veya şehit olarak Cennet'e gideriz.
Bugün burada Sultan yoktur,ben de sizlerden biriyim.İsteyen dönüp gidebilir,haklarımızı onlara helal ettik
Cenab-ı Hak gazamızı mübarek eylesin!"
      Aynı gün akşamı savaş Türklerin zaferiyle bitmiş,Bizans İmparatoru Romanos Diogenes esir alınmıştı.
Alp Arslan Diogenes'i karagahında ayakta karşıladı.Kurtuluş akçesi olarak 1.500.000 altın,yıllık 360.000
altın vergi,ihtiyaç halinde Selçuklu ordusuna 10.000 suvari askeri yardım karşılığında serbest bırakıldı.
                             BENİM BİR TAKIM ASKERLERİM VARDIR
 http://www.gdd.org.tr/upload/osmanl%C4%B1%20askerleri.jpg Bir gün Muineddin Pervane,Mevlana'ya"Cengiz Han sülalesinin devleti ne zaman sona erecek ve onların akibeti ne olacak?" diye sordu.Mevlana:"Bahaeddin Velet,Harizmşah'ın kötülüğe yüz tutan hal ve hareketlerinden çok incinip Belh'den çıkmaya karar verdiği vakit Tanrı'dan "Müntekim" adıyla bu,şeriatte olmayan şeyleri icad eden adamdan intikam alması için dua etmişti.Çünkü"Tanrı intikam sahibi bir azizdir." Bunun üzerine Tanrı ucu bucağı olmayan Moğol ordusunu doğu tarafından çıkarıp getirdi.Bunlar Belh ve Horasan tahtını harab ettiler...Ve şu ilahi hadisi şahit olarak getirdiler.Tanrı vahy yoluyla Muhammed'e:"Benim bir takım askerlerim vardır.Ben onları doğu tarafına yerleştirdim ve onlara Türk adını verdim.Onları hiddet ve gazab arasında yarattım.Herhangi bir kul,bir ümmet benim emrimi yapmazsa,bunları onların üzerine musallat ederim ve bunlar vasıtasıyla onlardan intikam alırım..." diye bildirdi.O tayfanın devleti,bizim çocuklarımıza, çocuklarımızın çocuklarına,torunlarımıza kötü muamele ettiği ve onlara karşı cefa ve eziyette bulunduğu saygısızlık gösterdiği,zorbalıklardan ve kibirlerinden ötürü bizim neslimizi layıkıyle ağırlamadığı zaman zeval bulur ve Tanrı'nın gayreti mutlaka onları basiret sahiplerine ibret yapar."Zalimlerin yardımcıları yoktur" ayeti bunlar hakkında okunur.Herkes zalimlerin nasıl ceza gördüklerini görürler." buyurdu. (Bunu işten) Pervane ağlıyarak çıkıp gitti...

Kaynak:Ariflerin Menkıbeleri,Ahmet Eflaki,Çeviren,Tahsin Yazıcı
                             ÖLÜMÜM PUSUDAN ÜZERİME ÇIKIVERDİ          
       http://i44.tinypic.com/29cpag7.jpg    Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan,1072 yılında Hana kalesini kuşattı.Kale komutanı Yusuf el-Harezmi
teslim olacağını bildirdi.Alparslan'ın huzuruna çıkınca hançerle saldırıda bulunup Alparslan'ı yaraladı
Aldığı yaralardan ölmek üzereydi son sözleri şu oldu:
    -"Her hangi bir yere gitmek istersem,yahut her hangi bir düşman üzerine yürüyecek olursam,Allah'a tevekkül eder(bırakır) ve ondan
yardım dilerim.Bu defa yüksek bir tepeden baktım ve askerlerimi mükemmel bir halde gördüm ve benimle boy
ölçüşecek ve bana karşı koyacak kim var?Ben bu asker ile Çin'in nihayetine erişirim dedim ve işte,ölümüm
pusudan üzerime çıkıverdi..."
25 Ekim 1072 yılında öldü.Rey şehrinde toprağa verildi.
 
      ŞİMDİ ATLAN VE SARAYINA DÖN!
     Büyük Selçuklu sultanı Sencer(1119-1157),Horasan Meliki iken 1117 yılında vezirinin ziyafetine gitti.
Bu ziyafette bir köle,vezire duyduğu kinden dolayı,Sencerin sarhoşluğundan yararlanarak vezirin başını
keserek öldürdü.Vezir'in kesik başı elinde olduğu halde Sultan Sencer'in yanına girdi.Bunun üzerine Sultan Sencer
Emir Kumac'ı çağırarak derhal kölenin öldürülmesini emretti.Buna karşı çıkan Emir Kumac:
    -"Böyle yapmak çok kötü ve utanç verici olur.Vekar ve hasiyetinizin muhafazası şunu icap eder ki,memlekette
bulunan herkesin,senin idaren altında olan yerlerde,senin iznin olmaksızın hiç bir iş olmuyor diyebilmesi lazımdır.
Bu işi kendi izninle yapılmış gibi göster,makamının itibarını koru,aciz görünmekten sakın.Şimdi atlan ve sarayına dön!"dedi.
Sultan Sencer,bu fikri kabul ederek sarayına döndü,kısa bir süre sonra da kölenin katledilmesini emretti.
  BEN SULTANIM SEN DE SULTANSIN              
       Mevlana Celaleddin-i Rumi,Sultan 1.Alaeddin Keykubat'a melik diye hitap ederdi.Bir gün Alaeddin
Keykubat'la sohbet ederken,Mevlana ona şunları söylemişti:
    -"Ey melik!Ben sultanım,sen de sultansın.Fakat senin saltanatın gözlerin açık oldukça devam eder,
benimki ise gözlerimi kapadığım vakit başlar..."
                  BENİM KANIMLA OYNADINIZ
      Eski Türk geleniğinde beyaz giyinmek meydan okuma, tehdit etme, düşmandan korkmadığını ilan etme
anlamını taşırdı.
1061 yılında büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul bey Abbasi halifelerinden El Kaim'in(1031-1075) kızı seyyideyle
evlenmek istedi.Seyyide'yi istetmek için veziri Amüdülmülkü  Bağdat'ta bulunan halifeye gönderdi.Halife bu isteğe karşı çıktı.
Vezir Amidülmülk halifenin olumsuz cevabına karşılık "Kabul etmeyecektiniz bunu önceden hiçbir şart ileri sürmeden reddetmeliydiniz.
Niçin önce birtakım şartlar ileri sürüyor sonra da cayıyorsunuz.sultan nezlinde benim kanımla(kişiğimle)
oynadınız...."diyerek halifenin sarayından ayrIlarak çadırlarını Nehrevan'a-Dicle kenarında Bağdat ile Vasıt arasında bir yer-
kurdurdu.Üzerindeki siyah elbiselerini çIkarıp,beyaz elbise giyerek halifeyi tehdit etti.
      Büyük selçuklu Sultanı Alaparslan da  Malazgirt savaşında(1071) beyaz bir at üzerinde ve beyazlar giyinerek Romanos Diogenes'e
Türk geleniği uyarınca meydan okuyordu.
                         SELÇUKLU TUĞRALARI
 
http://img1.loadtr.com/b-45558-tugra.gif   Tuğra sultanların imza yerine kullandıkları özel düzenlenmiş mühürlerdir.Selçuklu ve Harezmşah tuğralarında,ok ve yay sembollerinin yanı sıra sultanı tanımlayan,ibareler yer alırdı. -Tuğrul Bey'in tuğrasında:"i'timadi ala'llah"(Allah'a güvenirim) -Alp Arslan'ın tuğrasında:"yensuru'allah" (Allah yardım eder) -Mehmet Tapar'ın tuğrasında:"ısta'antu bi'llah" (Allahtan yardım isterim) -Sancar'ın tuğrasında:"tevekkeltü'ala'llah" (Allah'a tevekkül ettim) -Harezmşah Alaettin Mehmet'in tuğrasında:"zıllu'llah fi'l-arz" (Allah'ın yer yüzünde gölgesi) -Harezmşah Celalettin'in tuğrasında:"i'timadi ala'llahi" (İtimadım Allah'a dır) şeklinde veciz sözler vardı.